Elçiye zeval olmaz, şimdi hazırlık zamanı.



Elçiye zeval olmaz, şimdi hazırlık zamanı.

Her kez heybesini doldursun, sırtına alsın. Azı çoğu, iyisi kötüsü, bir doğru bir yanlışı götürür, bir yanlış bir doğuyu götürür. Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar.

Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülükte kendi zararınadır. ( bakara 286. ayet)

Kadere iman, insana verilen özgür irade ile birlikte değerlendirilmelidir. Kader sorumluluktan kurtuluşu değil iyilikle başarı durumunda asıl failin Allah olduğunu hatırlamayı ifade eder. İrade ise sonuçta ortaya çıkar, kötülük ve başarısızlık durumunda kişinin kendisinin sorumlu olduğunu dile getirir. Her ne olursa olsun ümidimizi kaybetmemeliyiz, çünkü bilir ki yerin ve göğün hazinelerinin sahibi Allah’tır. Allah’ın verebileceği nimetlerin bir sınırı yoktur. Allah nimetlerini bol bol verdiğinde de, kıstığında da bunun bir sebebi vardır. İmanı güçlü olan zorluğun üstesinden gelir ve mümin için olağanüstü bir teselli ve ümit kaynağıdır. İnsan akıl sahibidir ,insanı meleklerden ve diğer varlıklardan ayıran yönü akıldır. Bu özelliği dolayısıyla dinin emir ve yasaklarına muhataptır, bunları kabul ya da ret konusunda bir tercihle yüz yüzedir. Sonuç olarak insanlar arasında aklını kullanarak imanı ve teslimiyeti seçenler olduğu gibi inkara sapanlar da bulunmaktadır.

İnsan özgürdür, insan tercihi yapabilen bir varlıktır. Kendisine sunulan seçenekler içerisinde imanı da inkarı da tercih etmek onun özgürlük alanı içindedir. Bunu yapabilecek bir irade kendisine yaratıcı tarafından verilmiştir. İnsan sorumludur ,insan inandıklarından ve inanmadıklarından tercih ettiklerinden ve etmediklerinden yaptıklarından ve yapamadıklarından sorumludur. Kendisine verilen akıl ve özgürlük onun bütün bunlardan sorumlu olması sonucunu doğurur.

Şayet akıl etme ve tercihte bulunabilme durumu olmasaydı o zaman imtihana gerek kalmaz sorumluluktan da bahsedilmez di. Tevekkül Allah' güvenme, başkasına değil sadece Allah’a güven ve elimden gelen her şeyi yaptıktan sonra sonucunu Allah’a bırakmak. Çalışıp çabalarken Allah’a daima yanında bilme, Allah’a güvenip sonuçtan endişe etmeme sonucu Allah’tan ve yalnız Allah’tan bekleme. Allah'ın taktir edeceği sonuç ne olursa olsun buna razı olma .

Tevekkül sahibi bir kul, bir iş yapmaya karar verdiğinde, harekete geçer elinden geleni yapar, işi bitirir sonucu Allah’a bırakır ve huzurla bekler. Bundan sonra sonuç ne olursa olsun bunun Allah’tan geldiğini bilir ve başına gelene razı olur .

Rızık: Rabbimizin canlılara yiyip içme ve yararlanmak için verdiği her şeydir. Her türlü yiyecek içecek kullanılan eşya, mal mülk para mücevher ve servet. Çoluk çocuk ,eş, faydalı olan yetenekler bilgi ve hikmet gönüllerin ve vücudunun her türlü gıdası en küçüğünden en büyüğüne kadar yararlandığımız her şey rızık kapsamında değerlendirilebilir. Yegane rızık verici Allah’tır . O herkesin rızkını ayrı ayrı verir. Vereceği şeyleri bazen göklerin ardından, bazen yerin altından, bazen denizin bağrından, bazen de başka kullarının elinden ulaştırır. Kime ne kadar nasıl dilerse o şekilde verir, ancak kulların da çalışıp çabalayıp kendi rızıklarını helal yoldan kazanmak için gayret göstermeleri gerekir. Allah kullarının gayretini değerlendirir.

Başarı: Herhangi bir işte başarılı olmak isteyen kul çalışır gayret gösterir ama sonunda başarıya ulaşabilmesi ancak Allah’ın elindedir. O onun takdiriyle mümkün olur. Başarıya ulaşmak için mutlaka gayret ihtiyaç vardır. Sevgili arkadaşlar bazen bir konuda gayret göstermiş olmamız, istediğimiz sonuca ulaşabilmemizi garantilemez. Eskilerin dediği gibi, gayret bizden , başarıyı nasip etme Allah’tan.
Share:
Yer: İstanbul, Türkiye

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder