Allah'ın 99 ismi ,kim bunları sayarsa cennete girer.


kim bunları sayarsa cennete girer


 "Allah'ın 99 ismi vardır. Yüzden bir eksik. Kim bunları sayarsa cennete girer. O tektir, teki sever"


1 Allah الله El-ilah kelimesinin zamanla kaynaşmasından türediği düşünülmektedir."

2 Rahmân الرحمن Araplaştırılan bir kelimedir.[10] "Merhamet eden, şefkat gösteren, ihsan eden."

3 Rahîm الرحيم "Acıyan, merhamet eden."

4 Adil العدل "Adil, insaflı, aşırı gitmeyen, her şeyi yerli yerince yapan"

5 Afüv العفو "Affedici, cezalandırmaktan vazgeçen anlamına gelmektedir"

6 Âhir الآخر "En son olan, sonuncu"

7 Alîm العليم "Çok bilen, bilgisi sonsuz, farkında olan, ilim sahibi."

8 Aliyy العلي "Ulu, yüce, üstün olan. Alî, yüksek, büyük ve yüce olan"

9 Azîm العظيم "Büyüklük sahibi, sınırsız ve kayıtsız büyüklük, pek azametli."

10 Azîz العزيز "Aziz, izzetli, onurlu." Aziz kelimesinden ayrıca Arapça dil kalıpları kullanılarak Azze, Azize, Muiz, muazzez gibi kelimeler türetilmiştir.

11 Bâis الباعث "Ölüleri dirilten."

12 Bâkî الباقي "Varlığının sonu gelmeyen, süreklilik sâhibi, sonsuza kadar kalan. Varlığının zamansal sonu gelmeyen, ebedî."

13 Bâri البارئ "Yaratan demektir."

14 Basîr البصير "Gören, her şeyi eksiksiz gören."

15 Bâsit الباسط "Ferahlatan, bolluk veren, açan, genişleten demektir."

16 Bâtın الباطن "Varlığı (zâtı) gizli olan, görünmeyen"

17 Bedî البديع "Örneksiz, emsalsiz yaratan demektir."

18 Berr البَرّ "İyi olan."

19 Câmi الجامع "Toparlayan, toplayan demektir."

20 Cebbâr الجبّار "Çokça güç kullanan, cebir yoluyla yapan."

21 Celîl الجليل "Celalet ve celadet (Kudret ve öfke) sahibi."

22 Dâr الضار "Zarar veren. Elem ve hüsrana uğratan."

23 Evvel الأوّل "Varlığı ilk olan. "

24 Fettâh الفتّاح "Açan, genişlik verici, darlıktan kurtaran."

25 Gaffâr الغفّار "Günahları bağışlayan, çokça örten. "

26 Gafûr الغفور "Gafûr, bağışlayan, affeden, mağfireti çok olan."

27 Ganî الغني "Zengin ya da çok zengin."

28 Habîr الخبير "Haberdâr olan, her şeyin iç yüzünden, gizli tarafından haberdâr olan."

29 Hâdî الهادي "Hidâyet verici, hidâyete kavuşturan."

30 Hâfıd الخافض "Yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan, dereceleri düşüren demektir."

31 Hafîz الحفيظ "Koruyucu ve muhafaza edici olan.."

32 Hakem الحكم "Hakem, hükmeden."

33 Hakîm الحكيم "İşleri hikmetli, hikmet sâhibi. "

34 Hakk الحقّ "Varlığı gerçek."

35 Hâlik الخالق "Yaratıcı. Hâlik, Allah'ın yoktan vâr eder yaratıcılığına işâret eden sıfat. "

36 Halîm الحليم " Yumuşak davranan, hilmi çok olan demektir."

37 Hamîd الحميد "İyi huylu."

38 Hasîb الحسيب "Hesap gören. Aynı zamanda hesap gören, muhasebeci ve sayman anlamına gelmektedir. Hasîb olarak Allah yeter.” (Ahzâb33/, 39)."

39 Hayy الحيّ "Diri ve canlı anlamında bir kelimedir. Hayat sâhibi."

40 Kābid القابض "Sıkan, daraltan, darlık veren anlamına gelir."

41 Kādir القادر "Kudretli, kudret sâhibi, istediğini yapmaya muktedir, gücü yeten demektir."

42 Kahhâr القهّار "Kahreden, kahredici, yok edici. "

43 Kaviyy القويّ "Kuvvetli. Kavî, kudretli, güçlü ve sınırsız kuvvet sâhibi."

44 Kayyûm القيّوم "Ayakta tutan."

45 Kebîr الكبير "Büyük."

46 Kerîm الكريم "Cömert, çok ikrâm edici, kerem sahibi."

47 Kuddüs القدّوس "Kutsal olan, pür, saf"

48 Latîf اللطيف "Kelime latif, ince hoş, nüfuz edici, saydam, güzel, yumuşak, gizli, derin, lütufkâr gibi anlamlara gelir."

49 Mâcid الماجد "Şânlı. Mâcid, ulu ve cömert, şânı yüce anlamlarını taşımaktadır. Kadri ve şânı büyük, kerem ve müsâmahası bol demektir."

50 Mâlik-ül Mülk مالك الملك "Mülkün sâhibi."

51 Mâni المانع "Engel olan. Mâni, bâzı şeylerin meydana gelmesine müsâde etmeyen, engelleyen demektir."

52 Mecîd المجيد "Şan, şeref sahibi."

53 Melik الملك "Hükümdar, kral"

54 Metîn المتين "Sağlam, metânetli, güçlü."

55 Mu'ahhir المؤخّر "Geride bırakan, erteleyen."

56 Mucîb المجيب "İcâbet eden. Duaya karşılık veren, (el-Bakara, 2/186) kabul eden, icâbet eden demektir."

57 Muğnî المغني "Zenginleştiren, zengin kılan."

58 Muhsî المحسي "Sayan, sayıp döken"

59 Muhyî المحيي "Canlandıran, dirilten."

60 Muîd المعيد "Döndüren. İade eden."

61 Muiz المعز "İzzet veren. Aziz kelimesinden türetilen Muiz, izzet ve azizlik veren anlamlarına gelir. (Ayrıntılı bilgi için bkn.Aziz)"

62 Mukaddim المقدّم "Öne geçiren. Mukaddim, öne alan."

63 Mukît المقيت "Besleyen, rızıkları yaratan, bilen, tâyin eden, her yaratılmışın rızkını veren demektir."

64 Muksit المقسط "Dürüst veya tasarruflu. Muksit, "Bütün işlerini dengeli yapan" anlamına gelir."

65 Muktedir المقتدر "Muktedir, gücü yeten, kuvvet sahibi demektir."

66 Musavvir المصور "Tasarımlayan, şekillendiren."

67 Mübdî' المبدىء "Varlık veren. Mübdî, hiç yoktan ortaya koyan, vâreden, yaratandır. "

68 Müheymin المهيْمن "Belirleyici, kontrol eden"

69 Mü'min المؤمن "İnanan, güvenen. İsim Allah'a izafe edildiğinde (ismi mef'ul) güven veren, güvenilen şeklinde anlamlandırılır."

70 Mümît المميت "Öldüren, can alan. Mümît, öldüren, ölümü her canlıya tâkdir edip bunu uygulayan, yaratıkların ölümünü yaratan, öldüren demektir."

71 Müntakim المنتقم "İntikam alan. Ancak din bilginlerince intikam alma Allah'a yakıştırılamadığı için "günahkârlara adaletiyle müstahak oldukları cezayı veren" şeklinde açıklamalarla ismin antropomorfik çağrışımı yok edilir."

72 Müteâli المتعالِ "Yüceltilen."

73 Mütekebbir المتكبّر Arapça K.B.R kökünden mütefa'il vezninde türetilen bir kelimedir. Kibirlenen, büyüklenen, gururlu anlamlarına gelir. Aynı kökten türetilen kibir, müstekbir vb. yergi ifade etmekte olup,[11] Tanrı için kullanıldığında ululuk sahibi, her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren anlamları verilir. İsim ayrıca antropomorfik çağrışımlar açısından dikkat çekicidir.""Bütün ihtişamın sahibi, Büyük ve büyüklenen."[12] Mütekebbir, “zatının ve sıfatlarının mahiyeti bilinemeyecek kadar ulu” anlamına gelir.[11]

74 Müzil المذل "Zillete düşüren, hor ve hakir eden."

75 Nâfi النافع "Faydalandıran."

76 Nûr النور "Nûr, rûhânî ışık. "

77 Râfi الرافع "Yücelten, yükselten."

78 Rakîb الرقيب "Kontrol ve gözetim altında bulunduran."

79 Ra'ûf الرؤوف "Esirgeyen, şefkat ve merhamet gösteren. "

80 Reşîd الرشيد "Doğru yola eriştiren."

81 Rezzâk الرزّاق "Rızıklandıran."

82 Sabûr الصبور "Sabırlı olan."

83 Samed الصمد "Her şey kendisine muhtaç olan, kendisi ise hiçbir şeye muhtaç olmayan. Geleneksel meâl çalışmalarında Samed kelimesine birebir tercüme şeklinde anlam verilmez ve "kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan, ama her şey ona muhtaç olan; tüm canlıların ihtiyaçlarını gideren ve her türlü istekte doğrudan kendisine başvurulan" şeklinde açıklamalarda bulunulur."

84 Şehîd الشهيد "Şâhit, gören "

85 Şekûr الشكور "Çokça teşekkür eden"

86 Selām السلام "Esenlik kaynağı. Selām,

87 Semî السميع "İşiten."

88 Tevvâb التوّاب "Çokça tevbe eden, pişmanlık duyan. Allah için kullanıldığında tevbeleri kabul eden şeklinde tercüme edilir."

89 Vâcid الواجد "Vâreden, icâd eden."

90 Vâhid الواحد "Tek."

91 Vâlî الوالي "Yöneten, idâre eden."

92 Vâris الوارث "Vâris, mülkü devralan. "

93 Vâsi الواسع "Genişleten, genişlik veren. "

94 Vedûd الودود "Sevilen, veya sevecen. Hûd:90 ve Buruc:14 ayetlerinde kullanılmış bir kelimedir."

95 Vehhâb الوهّاب "Karşılıksız bolca veren, hîbe eden."

96 Vekîl الوكيل "Vekalet eden."

97 Velî الولي "Veli, dost."

98 Zâhir الظاهر "Görünen, âşikâr olan."

99 Zülcelâl-i vel-İkrâm ذو الجلال والإكرام "Şanlı ve İkrâmlı. Zülcelâl-i vel-İkrâm hem azamet, hem de fazl-u kerem sâhibi demektir."

Share:
Yer: İstanbul, Türkiye

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder